Geleneksel Spor ve Oyunlar
Her bir geleneksel spor ve oyun dalının kendi içinde bir değeri olması gerçeğinden hareketle, kuşaktan kuşağa aktarılan geleneksel spor ve oyunların çeşitli etkinlikler ile korunmasını, geliştirilmesini ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasını toplumsal bir sorumluluk olarak gören Dünya Etnospor Konfederasyonu’na bağlı faaliyet gösteren Etnospor Deneyim Merlezi , geleneksel spor ve oyunların deneyimlenmesine ve öğrenmesine imkan tanımaktadır.
Ön Kayıt Yaptır
Etnospor Deneyim Merkezinde gerçekleştirdiğimiz geleneksel oyunlar;
-Aşık oyunu
-Mas Güreşi
-Çemberbaz
-Topaç
-Çömlek Oyunu
-Halat Oyunu
Geleneksel Sporlar ve Oyunlar, Etnospor Deneyim Merkezinde eğitmenler tarafından uygulamalı olarak öğretilmektedir.
Aşık oyunu, adını oyun malzemesi olan “aşık” kemiğinden alan ve misketin atası olarak bilinen geleneksel bir spordur.
TARİHÇESİ
Aşık oyununa rastlanılan ilk yazılı kaynak, Kaşgarlı Mahmut’un 1072-1074 yılları arasında yazdığı Divanu Lugat’it-Türk’tür. Aynı zamanda Dede Korkut Hikâyelerinin ilki olan “Dirse Han Oğlu Boğaç Han” hikâyesinde de çocukların aşık oynadığından söz edilmektedir. Aşık, geçmişte yaşam şartları nedeniyle zor bulunan bir kemik olmuştur. Bu nedenle Anadolu’da oyuna davet ederek aşık kazanmak ve kazanınca ustalığını dile getirmek için “sen benimle aşık atamazsın” denilmiş, yarışmak ve boy ölçüşmek istenmiştir. Aynı zamanda aşığın çukur yüzüne “cuk” denilmiş, oyuncu atış yaparken buraya baş parmağını koyarak atış yaptığında da istediği kadar aşık kazanırsa “cuk oturdu” denirmiş. Bu sayede istenilen aşıklar kazanılmış ve oyuncu, oyunun kazananı sayılırmış. Aşık oyunu sadece Anadolu’da değil, Orta Asya ve Avrupa kıtalarında da oynanan geleneksel oyunlar arasındadır. Aşık oyununu 2017 yılında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsilî Listesi’ne kaydettirilmiştir.
-Spor adını Yakutça “ağaç dalı” anlamına gelen, “mas” kelimesinden almıştır. Kol, bacak ve sırt kaslarını aynı anda çalıştıran bu spor, rakiplerin birbirlerine doğrudan temas etmediği tek spor türüdür.
– Oyuncular 2 m uzunluğunda ve 30 cm yüksekte sabit, düz ve kaymaz bir platform üzerinde yüz yüze otururlar ve bacaklarını karaçamdan yapılmış bir tahta parçasına yerleştirirler. Kura ile sopayı kimin ne şekilde kavrayacağı belirlenir. Seçim hakkını kazanan sporcu çubuğu içten ya da dıştan tutma hakkına sahiptir. Yarışmacılar, hakemin komutuyla, 50 cm uzunluğunda bir sopayı avuçları ile kavrarlar. Müsabaka başlamadan önce ahşap parçası sabit bölmeye paralel olarak ortada tutulur. Eller birbirine değmeyecek şekilde bir sporcu iç tarafta diğer sporcu dış tarafta olmak üzere sopayı tutarlar. İlk turda sopayı dışarıdan tutan sporcu ikinci turda sopayı içerden tutmak zorundadır. Sopayı tutan eller ve parmaklar üst üste gelmemeli ve birbiriyle çakışmamalıdır. Sporcular hakemin “başla” komutuyla tuttukları sopayı kendi taraflarına çekmeye çalışırlar. Komuttan önce sopayı çekmek yasaktır. Müsabaka sırasında sıkma, itme gibi davranışlar sergilenmez ve rakibin eline temas edilemez, sopanın ucundan tutarak tek taraflı çekilemez, sopa vücuda sabit tutulamaz ve döndürülemez. Sopayı kendi tarafına çeken sporcu, rakibi sopayı bırakana kadar mücadeleye devam eder. Rakibi sopayı bırakan ya da rakibinin bedenini kendi tarafına çeken sporcu müsabakayı kazanır. Ayrıca rakibin ayakları tahtadan ayrıldığında, rakibi 2 kez uyarı aldığında, tahtanın bitiş noktalarına rakibin vücudunun herhangi bir noktası temas ettiğinde oyun kazanılmış sayılır. Bir müsabakada 2 kere oyun kazanan sporcu oyunun galibi olur.
İletişim sayfamızdan bizimle iletişime geçerek eğitimlerimize ve etkinliklerimize katılabilirsiniz.
Etkinliklerimize katılım ücretsizdir. Ancak özel eğitmenlerimizden kurs almak ve eğitimlere katılmak için iletişime geçebilirsiniz.
Etkinliklerimiz ve aktivitelerimiz için yaş sınırımız yoktur.